TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşmelerde, terör suçluları da dahil olmak üzere genel af ve Abdullah Öcalan için ev hapsinin önünün açılacağını iddia ederek şunları söyledi: “Bunlar olaylar ‘bu olmazsa hiçbir şey olmaz’ süreciyle şartlandırılmış, birbirine bağlanmıştır.” “Bu konuyu ele almanın doğru olacağını düşünmüyorum. Böyle bir af şu anda gündemimizde yok. Bu bir çözüm süreci değil, çözüme yakın da değil” dedi.
TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun “Anadolu Sohbetleri” programında medya kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Güler, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşen DEM parti heyetinin dün TBMM’deki AK Parti grubuna yaptığı ziyareti değerlendirdi. Güler, şunları söyledi: “İçeriği konusunda herhangi bir şey söyleme fırsatım yok çünkü karşılıklı güven ilişkisi içerisinde gizli bir toplantı. Uzun yıllardır hem ekonomik hem de sosyal açıdan Türkiye için önemli bir konu haline gelmiştir.” En azından atmosfer çok olumlu. Herkesin iyi niyetle katkıda bulunmaya çalıştığını görüyoruz. Dün haberini aldığımız arkadaşların da bu olumlu atmosfere samimiyetle katkı sağlamaya devam ettiğini ve bundan sonra da bu sürecin devam edeceğini görüyoruz. “Türkiye için 2025’ten itibaren büyük bir sorun teşkil eden bu sorunların çözümünü ülkenin normalleşmesi adına çok önemli bir çaba olarak görüyoruz, olumlu bir hava bekliyorum, umarım sonuç olumlu olur ve hayırlara vesile olur. şeyler” dedi.
Güler, bölgesel risklere dikkat çekerek sürecin önemine dikkat çekti. Güler, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemlerde Türkiye’nin toplumsal huzurunun çok daha önemli hale geleceğini göreceğimiz birçok olay gelişecek ve bu bakımdan bu toplumsal temsilin sağlandığı önemli yerin Meclis olması çok değerli. Parlamento ve siyasi gruplar doğrudan bilgilendirilir.” .
‘ŞARTLI YARGILAMA İLE YAKLAŞMAYI DOĞRU BULMADIM’
Terör suçlularına yönelik genel af ve Abdullah Öcalan’ın ev hapsine alındığı iddialarının sorulması üzerine Güler, “Bu olaylara ‘bu olmazsa olmaz’ gibi koşullu ve birbiriyle bağlantılı bir süreçle yaklaşmayı doğru bulmuyorum. ” Böyle bir konu öyle bir aftır.” Şu anda gündemimizde yok. Aslında ceza infaz kanunumuzda belli bir yaştan sonra mahkumlar hastalanıyor, yatalak oluyor ve tedaviye ihtiyaç duyuyorlar. hayati durumları ve bireysel işlerini yürütememeleri ve bireysel insani davranışları zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın sorumluluğunda olan bazı konulardır, bu durum yasal tabip komisyonunun raporuna bağlandığında, bazı hastalıklar nedeniyle zaten tahliye edilmiştir. 28 Şubat’ta meydana geldi ve zaten tedavi ve bakım için tahliye ediliyor, ancak bugün zaten bu fırsat mevcut, sadece buna dayanarak bunun yapılmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. mevcut ceza infaz mevzuatı infazın şekli belirlenmedi. Kişinin işlediği suça bakarak ister terörist olsun, ister adi suçlu olsun, bu şartlarda aynı cezayla infaz edilmesi gerekir, aynı insan hakları bağlamında bir ayrım yapılamaz. Ama bunu getirip buna bağlamak doğru değil. Her şeyden önce toplumsal barışı değişim ve dönüşüme kavuşturmalıyız. “‘Bir kişi var, onun idamı için anlaşalım, onu buna bağlayalım’ demek çok kolay olur” dedi.
“BU BİR ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİLDİR”
Görüşmelerin devam ettiğini ve bir takvimin bulunmadığını söyleyen Güler, şöyle konuştu: “Zaman zaman görüşmeler olacak. Bunu bir takvime bağlamamız doğru olmaz. Arkadaşlar geldi, Sırrı Bey ve Pervin Hanım görüşmüşler. ilk buluşma fırsatı Şimdi bizimle fikirlerini paylaşıyorlar, diğer siyasi parti gruplarıyla da paylaşıyorlar ve tepkiler herkes tarafından dile getirilecek ve bir şekilde olgunlaşacaklar. Bütün bunları bir şeye bağlamak doğru değil. bir takvim değil Çözüm sürecinin o güne hiçbir benzerliği yok. “Şartları, özellikleri ve durumu bugüne getirdiğimde benzer durumlar yok. Bölgesel denklemlerde çok büyük bir kriz alanının oluşacağı, dünyada birçok küresel mücadelenin çok daha yıkıcı hale gelebileceği bir dönemden bahsediyoruz, belki de birkaç yıl içinde iç toplumsal barışımızı korumamız ve bu duruma hazırlanmamız gerekiyor.” .
Güler, DEM Parti heyetinin ziyaret talebini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilettiğini, AK Parti heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından belirlendiğini söyledi. Güler, yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ederek görüşmeyle ilgili bilgi vereceklerini de vurguladı.
“Bilgi Teknolojileri Güvenliği Müdürlüğü KURULACAK”
Güler, yakın zamanda Meclis’e sunacağı teklifle Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulacağını belirterek, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanlığına bağlı olacak. Bakanlığımızın da içinde bulunduğu bir konsey olacak. Siber Güvenlik Milli Savunma, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu komitenin aldığı kararları Siber Güvenlik Başkanlığı uygulayacak. Siber güvenlik aslında iyi bir koordinasyon dediğimiz çerçeveyi gerektiriyor. ‘dış duvar’ olması için Kamu kurumları ve özel sektör yapılarının zaten kendi siber güvenlik tedbirleri var ama birbirleriyle koordineli çalışıyorlar. Tüm bunları koordine eden, hızlı hareket eden, karar veren yani siber güvenliğin iyi ulusal koordinasyonunu sağlayan bir kurum ortaya çıkarmayı umuyoruz. “dış duvar”. ‘Ülkemize gerekli tedbirleri somut olarak teklif ediyoruz” diye konuştu.
Güler, kamuoyunda “nüfuz ajanı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu’ndaki “casusluk” suçunun kapsamını genişleten ve muhalefetin tepkisi üzerine TBMM’deki tartışmalar sırasında geri çekilen düzenlemenin, muhalefetin görüşleri de alındıktan sonra önümüzdeki günlerde yeniden Meclis gündemine getirilecek.
“SOSYAL MEDYA YAŞ SINIRLARI DÜZENLEMESİ ŞUBAT’TA ÇIKACAK”
Sosyal medyada yaş sınırına ilişkin düzenleme konusunda Aile Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın sahada çalıştığını söyleyen Güler, şöyle konuştu: “İnsan Hakları Komisyonumuzun bir alt komitesi var. Ayrıca belli siteleri de kullanıyorlar. Hem Avrupa örneğini hem de gelişmiş ülke örneklerini temel alan belirli yaş grupları.” Bazı sosyal medyalara erişimde kısıtlamalar olduğunu görüyoruz. Çocukların gelişim çağındaki bu tür özgürlüklerin hem psikoloji hem de hayata hazırlık açısından ciddi zararlar verdiğini görüyoruz. Dolayısıyla hem yaş gruplarına hem de belirli kategorilere ilişkin durum daha sonra ortaya çıkacak, “Şubat ve Mart aylarında Meclis gündemine gelecek” dedi. (DHA)